Yaşar Kemal 'doğa' için yazdı

-
Aa
+
a
a
a

10 Eylül 2007Yaşar Kemal

Sevgili dostlarım, Benim adıma bir parkorman kurdunuz. Ne yazık ki aranızda değilim. Böyle bir günde birlikte olmak beni çok sevindirirdi. Uzun zamandır çalıştığım kitabımı daha bitiremedim. Türkiye'den, dışarıdan çağrılar alıyorum ve kimseye olumlu cevap veremiyorum. Ailemin memleketi Van'a, benim doğduğum Adana'ya bile gidemedim. Gazeteciliğe Doğu Anadolu'da başladım. İlk yazılarımı Diyarbakır ve Van üstüne yazdım. Birkaç kez çağırmalarına karşın yazık ki oralara da gidemedim. İnşallah bir gün sizlere gelebilirim. Benim adıma bir parkorman kurmanız beni özellikle sevindirdi. Çünkü hemen hemen tüm yazarlık ömrüm doğa ile, orman ile geçti. Bugünlerde ormanlarımızın, doğamızın durumu çok kötü. Batıda yanan ormanları duyuyoruz da doğuda yanan ormanlar üstüne derin bir sessizlik var. Sanki bu topraklar bizim topraklarımız değil... Kim ne yaparsa yapsın, kim ormanları sebepsiz yere yakarsa yaksın bu bir vatan hainliği suçudur. Benim sözlerim ağır sözlerdir. Bütün aklımla yüreğimle inanıyorum ki ormanı, doğayı yok etmek suçların en büyüğüdür. Hiçbir şekilde bağışlanamaz. Erozyon dedikleri toprak aşınması var. Bu toprağın ölümüdür. Bu ölümün karşısına yalnız ağaç çıkabilir, yani orman. Bu doğası tükenmekte olan dünyamızda doğayı kurtarmak için elimizden her geleni yapmalıyız. Şunu çok iyi bilmeliyiz, doğanın yok olduğu gün insanlık da yok olacaktır. İnsansız bir dünyayı düşünebiliyor musunuz? Biliyorum koşullarınız çok kötü. Sizden herhangi bir şey istemek bana ağır geliyor. Ama ben bunu sizden toprağın selameti için isteyeceğim: Elinize ne zaman bir ağaç fidanı geçerse onu toprağa dikin. Herkese toprağa fidan dikmesini söyleyin. Halkımız ağacın kutsallığına inanır. Ülkemizin birçok yerinde ulu ağaçlara dilek çaputları bağlanır. Bence ağaca saygıdır bu. Her şeyi unuttuğumuz gibi bunu da unutacağız. Dünyamıza iyi bakmadığımızdan işte bu hallere düştük. Yakında böyle giderse susuzluktan öleceğiz. İnsanlar böyle olmasaydı, ormanları yakmasalardı, ağaçları kesmeselerdi bu dünya böyle olmazdı. Ormanları kesmeyip de ne yapacaklardı diyeceksiniz. Ormanlar insanlara gerektiği kadar kuru ağaç hazırlamıştır. Ormanlardaki yeşil ağaçlar, değil bizim dünyamıza, dünyamız gibi bir dünyaya daha yeterdi. Daha iyi yönetilseydi bu dünya, mutsuz tek insan kalmazdı. Dünya kötü yaratılmış değil. Nimetleri birkaç dünyaya yetecek kadar var. Örneğin kimi yalanlarla karşı karşıyayız. Diyorlar ki insanlığın başına bu belaları teknoloji getirdi. Doğru, bu belalarda teknolojinin büyük payı var. Ama teknoloji kimlerin elinde? Teknoloji büyük insanlığın elinde olsa doğamıza böyle kıyabilir miydik? Bu karanlık içinde elbette doğa da kendisini yeniden yaratabiliyor. Doğanın bize umut verecek bu yanı da var. Bu çağda bile, insanlığın en büyük onursuzluğu olan savaşlar sürdürülüyor. Her şeye karşın günler geçtikçe savaş karşıtları çoğalıyor. Savaşsız dünya o kadar uzakta değil. İnsanlık uygarlaştıkça, savaşseverler de azalıyor, o kan köpürenler bile kendine geliyor. Ama doğamızı yok edenlere dur diyenlerin sesi hâlâ duyulamıyor. Toprağın insanı diye bir insan soyu vardır. Sizler toprağın insanlarısınız. Sizden her güzel şeyi isteyebilirim. Toprağın, doğanın insanları elbette doğayı ve toprağı daha iyi biliyorlar. İnsanoğlu doğayla toprağı yaşadıkça doğayı toprağı daha iyi anlıyor. Benim adıma bir parkorman kurmanızın herhalde bir sebebi vardır. Kitaplarımda doğayı yazdım. İnsanları ne kadar savunduysam doğayı da o kadar savundum. Türkiye büyük tehlikede. Erozyon dedikleri toprak aşınması Türkiyede yüzde 90. Felaketi anlıyor muyuz... Ne su ne de toprak... Batmalılar, kardeşlerim, sağ olasınız. Bana şimdiye kadar adığım, bundan sonra da alacağım en değerli ödülü verdiniz, bir parkorman ödülü, sağ olunuz. Yaşar Kemal'in 8 Eylül Cumartesi günü Batman Çamlıtepe'de açılan Yaşar Kemal Ormanı için gönderdiği mesaj.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=232432